06-30-2020, 06:59 PM
Lübeyne Hatun (radiyallahu anha)
Lübeyne Hatun; Müemmel b. Habib... Oğullarının cariyesi iken, Hz. Ömer´den önce müslüman olmuştu.
Hz. Ömer, müslüman olmadan önce müşrik iken, müslümanlıktan döndürmek için Lübeyne Hatun´a en ağır işkenceleri yapardı.
Hassan b. Sabit derki : «Ben, Umre hacısı olarak Mekke´ye varmıştım. Peygamber (S.A.V) halkı İslâmiyete davetle uğraşıyor,ashabı da işkencelere uğratılıyorlardı.
Ömer b. Hattab´ın başucuna dikildim. Kendisi beline izar tutunmuştu. Müemmel oğullarının cariyesinin boğazını elleri gevşeyip yanlarına düşünceye kadar sıktı, durdu!
Kendi kendime (öldü artık kadıncağız) dedim. Sonra onu bırakıp Zinnîre´nin üzerine yürüdü. Ona da bunun gibi yaptı.
Ömer b. Hattab yine bir gün müslümanlıktan döndürmek için Lü-beyne´ye işkence yapıyor, vurup duruyordu. Dövmekten bıkınca, yorulunca da :
«Size acıdığımı sanmayın!.. Sadece dayak atmaktan yoruldum. Dinlenir dinlenmez sizi cezalandırmaya devam edeceğim. Siz bu yeni dini inkâr edip ondan ayrılmadıkça da dayaktan vazgeçmeyeceğim» dedi.
Lübeyne Hatun, ona «Eğer müslüman olmazsan, Allah da sana öyle yapacaktır» dedi.
Hz. Ebu Bekir (R.A) Lübeyne Hatunu da satın alıp âzâd etti. Allah (O.O) onlardan razı olsun...
Bu kadın sahâbîer İslam uğrunda, Allah yolunda gözleri kör edilinceye kadar, öldürülesiye kadar boğazları sıkılarak işkenceler altında iken, yine Allah yolundan asla sapmazlarken bugünkü kadınlarımız ise, her türlü dünya nîmetleHne sahip olduğu halde, Allah rızası için neler yapıyorlar acaba !.. Çocuklarına hangi Peygamberin, sahabenin hayatlarını anlatıyorlar! İslamın hangi hükümlerini öğretiyorlar! Kendileri biliyorlar mı ! Öğrenme gayretini gösteriyorlar mı ! Öğrenmek ve öğretmek için hiç olmazsa ayda bir dinî kitap alıp evlerine götürüyorlar mı ! Ama bunun yanında çocuklarını yarış atları gibi küçükten dersanelerde yarışlara sokuyorlar. Çocuklarının dünyalığı için yemiyorlar, giymiyorlar, çocuklarına Allahıni, Peygamberini, ahiretini öğretme yolunda değil de geçici olan üç günlük dünyalık için hazırlıyorlar. Ebedî Âhiret âlemi için maalesef masrafa ve zamana sıra gelmiyor ne hikmetse!..
Yine kadınlarımız, kızlarımız, masa örtüsü, yastık yüzü, yemek takımı, karyola takımı vesâir cehiz işleriyle ömürlerini tüketiyorlar da Allah için neler yapmalarını öğrenmeye, ibâdet etmeye fırsat bulamıyorlar. İbâdetlerini terkediyorlar iş yapacağız derken, sanki hiç ölmi-yeceklermiş gibi! Allahın huzurunda ömrünün nerelerde, paralarını nerelerde harcadıklarından hesap sorulmayacakmış gibi!..
Yine gafil kadınlarımız, Allah´a kulluğa ve ibâdeti unutup hayır, hasenatta; zekât ve sadakada yarış yerine, geçici dünyanın modasında, koltuk takımlarında,, büfelerde, porselen takımlarında vesâir lüks ve israfta yarışıyorlar... Kocalarını ve ailelerini de gereksiz masrafa boğuyorlar... Sahabelerin İslam anlayışı ve yaşayışı nasıl Bizim anlayışımız ve yaşayışımız nasıl Hiç düşünmeyecekmiyiz halimizi!.. Allahın huzuruna nasıl varacağımızı!..
İslamdan habersiz genç kızlarımız ve gafil kadınlarımız, arkadaşlarının, akrabalarının, âmirlerinin vesâirlerin kınama ve ayıplamasından utanarak başlarını örtmüyorlar, ibâdetlerini yapmıyorlar. Halbuki korkulacak en büyük makam Yüce Allah´tır. Allah´ın kullarının kınamasından veya cezasından korkuyorlar da niçin Allah´ın cehennemdeki azabından ve cezasından korkmuyorlar Yoksa Âhirete mi inanmıyor-lar !..
Yine bazı gafil müslüman aileler, kendileri başlarını örterler, ibâdetlerini yaparlar da, çocuklarına gelince, daha gençler, ilerde yaparlar, önce dünyalıklarını kazansınlar vesâir bahanelerle -sanki yarın ya-şıyacaklarına garantileri varmış gibi- güya sevdikleri ve şefkatlerinden kıyamadıkları çocuklarını bilerek kendi elleriyle cehennem ateşine atıyorlar... Dünyalıklarına kıyamadıkları sevgili yavrularının Âhiretle-rini kendi elleriyle mahvediyorlar hiç aldırış etmeden... [1]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Abdulaziz eş-Şennavi, Sahabe Hayatından Tablolar (Hanım Sahabiler), Uysal Kitabevi: 554-555.
Lübeyne Hatun; Müemmel b. Habib... Oğullarının cariyesi iken, Hz. Ömer´den önce müslüman olmuştu.
Hz. Ömer, müslüman olmadan önce müşrik iken, müslümanlıktan döndürmek için Lübeyne Hatun´a en ağır işkenceleri yapardı.
Hassan b. Sabit derki : «Ben, Umre hacısı olarak Mekke´ye varmıştım. Peygamber (S.A.V) halkı İslâmiyete davetle uğraşıyor,ashabı da işkencelere uğratılıyorlardı.
Ömer b. Hattab´ın başucuna dikildim. Kendisi beline izar tutunmuştu. Müemmel oğullarının cariyesinin boğazını elleri gevşeyip yanlarına düşünceye kadar sıktı, durdu!
Kendi kendime (öldü artık kadıncağız) dedim. Sonra onu bırakıp Zinnîre´nin üzerine yürüdü. Ona da bunun gibi yaptı.
Ömer b. Hattab yine bir gün müslümanlıktan döndürmek için Lü-beyne´ye işkence yapıyor, vurup duruyordu. Dövmekten bıkınca, yorulunca da :
«Size acıdığımı sanmayın!.. Sadece dayak atmaktan yoruldum. Dinlenir dinlenmez sizi cezalandırmaya devam edeceğim. Siz bu yeni dini inkâr edip ondan ayrılmadıkça da dayaktan vazgeçmeyeceğim» dedi.
Lübeyne Hatun, ona «Eğer müslüman olmazsan, Allah da sana öyle yapacaktır» dedi.
Hz. Ebu Bekir (R.A) Lübeyne Hatunu da satın alıp âzâd etti. Allah (O.O) onlardan razı olsun...
Bu kadın sahâbîer İslam uğrunda, Allah yolunda gözleri kör edilinceye kadar, öldürülesiye kadar boğazları sıkılarak işkenceler altında iken, yine Allah yolundan asla sapmazlarken bugünkü kadınlarımız ise, her türlü dünya nîmetleHne sahip olduğu halde, Allah rızası için neler yapıyorlar acaba !.. Çocuklarına hangi Peygamberin, sahabenin hayatlarını anlatıyorlar! İslamın hangi hükümlerini öğretiyorlar! Kendileri biliyorlar mı ! Öğrenme gayretini gösteriyorlar mı ! Öğrenmek ve öğretmek için hiç olmazsa ayda bir dinî kitap alıp evlerine götürüyorlar mı ! Ama bunun yanında çocuklarını yarış atları gibi küçükten dersanelerde yarışlara sokuyorlar. Çocuklarının dünyalığı için yemiyorlar, giymiyorlar, çocuklarına Allahıni, Peygamberini, ahiretini öğretme yolunda değil de geçici olan üç günlük dünyalık için hazırlıyorlar. Ebedî Âhiret âlemi için maalesef masrafa ve zamana sıra gelmiyor ne hikmetse!..
Yine kadınlarımız, kızlarımız, masa örtüsü, yastık yüzü, yemek takımı, karyola takımı vesâir cehiz işleriyle ömürlerini tüketiyorlar da Allah için neler yapmalarını öğrenmeye, ibâdet etmeye fırsat bulamıyorlar. İbâdetlerini terkediyorlar iş yapacağız derken, sanki hiç ölmi-yeceklermiş gibi! Allahın huzurunda ömrünün nerelerde, paralarını nerelerde harcadıklarından hesap sorulmayacakmış gibi!..
Yine gafil kadınlarımız, Allah´a kulluğa ve ibâdeti unutup hayır, hasenatta; zekât ve sadakada yarış yerine, geçici dünyanın modasında, koltuk takımlarında,, büfelerde, porselen takımlarında vesâir lüks ve israfta yarışıyorlar... Kocalarını ve ailelerini de gereksiz masrafa boğuyorlar... Sahabelerin İslam anlayışı ve yaşayışı nasıl Bizim anlayışımız ve yaşayışımız nasıl Hiç düşünmeyecekmiyiz halimizi!.. Allahın huzuruna nasıl varacağımızı!..
İslamdan habersiz genç kızlarımız ve gafil kadınlarımız, arkadaşlarının, akrabalarının, âmirlerinin vesâirlerin kınama ve ayıplamasından utanarak başlarını örtmüyorlar, ibâdetlerini yapmıyorlar. Halbuki korkulacak en büyük makam Yüce Allah´tır. Allah´ın kullarının kınamasından veya cezasından korkuyorlar da niçin Allah´ın cehennemdeki azabından ve cezasından korkmuyorlar Yoksa Âhirete mi inanmıyor-lar !..
Yine bazı gafil müslüman aileler, kendileri başlarını örterler, ibâdetlerini yaparlar da, çocuklarına gelince, daha gençler, ilerde yaparlar, önce dünyalıklarını kazansınlar vesâir bahanelerle -sanki yarın ya-şıyacaklarına garantileri varmış gibi- güya sevdikleri ve şefkatlerinden kıyamadıkları çocuklarını bilerek kendi elleriyle cehennem ateşine atıyorlar... Dünyalıklarına kıyamadıkları sevgili yavrularının Âhiretle-rini kendi elleriyle mahvediyorlar hiç aldırış etmeden... [1]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Abdulaziz eş-Şennavi, Sahabe Hayatından Tablolar (Hanım Sahabiler), Uysal Kitabevi: 554-555.