08-31-2023, 11:26 PM
Resûlullah’ın Kıymetli Dadısı:
Ümmü Eymen (r.a.)
Ümmü Eymen Bereke bint. Sa’lebe, Abdülmutta-lib’in oğlu Abdullah’ın Habeşli cariyesiydi. Allah Resûlü’nün hiç göremediği babasından yadigar kalan kıymetli dadısıydı. “Annemden sonraki annemdir.” derdi hep Hz. Peygamber onun için. (İbn Hacer, el-İsâbe, VIII, 359) Zira altı yaşındayken babasının kabrini ve akrabalarını ziyaret için birlikte gittikleri Medine’den annesini de kaybetmenin acısıyla dönerken Ümmü Eymen’in şefkatiyle teselli bulmuştu. Mekke’ye döndüğünde dedesi Abdulmuttalib torununun Ümmü Eymen’in elinde büyümesine karar vermiş ve kendisinden onu asla ihmal etmemesini istemişti. Abdulmuttalib’in emanetine gözü gibi bakmıştı Ümmü Eymen.
Yıllar sonra büyüyüp Mekkelilerin güvenini kazanan genç Hz. Muhammed, Huveylid’in kızı Hatice ile evlendi ve çok sevdiği dadısını azat etti. Bunun üzerine Ümmü Eymen Ubeyd b. Zeyd el-Hazrecî ile evlenerek kendi yuvasını kurdu. Bu evlilikten Eymen adlı oğlu dünyaya geldi. Daha sonra kocası Ubeyd bir savaşta şehit düştü. Ümmü Eymen’in yalnız kalmasına Resûlullah’ın gönlü razı olmadı. “Kim cennet ehli bir kadınla evlenmek isterse Ümmü Eymen ile evlensin.” buyurdu. (İbn Sa’d, Tabakât, VIII, 224) Allah Resûlü’nün bu çağrısına çok sevdiği azatlı kölesi Zeyd b. Hârise kayıtsız kalmadı ve onunla evlendi. Bu evliliğinden de Hz. Peygamber’in kendi torunlarından ayırmadığı ve babası Zeyd kadar çok sevdiği Üsâme b. Zeyd dünyaya geldi.
Anne baba şefkatinden uzak büyüyen Allah Resûlü’ne onların sıcaklığıyla yaklaşan hayırlı bir dadı olan Ümmü Eymen, aynı zamanda sahâbîlerin önde gelenleri arasında yer aldı. Hz. Hatice’nin ardından Hz. Peygamber’e iman ettiğini bildiren ilk mümin kadınlardandı. Müslümanların çetin bir imtihandan geçtiği Uhud Savaşı’nda Hz. Fâtıma, Hz. Âişe, Ümmü Süleym, Nesîbe bint. Kâ’b ile birlikte askerlere su dağıtımı ve yaralıların tedavisi gibi hizmetleri özveriyle yerine getirdi. Aynı şekilde Hayber Savaşı’nda bir grup kadınla birlikte ip eğirmekten ilaç temin edip yaralıları iyileştirmeye kadar Allah yolunda elinden geleni yapmaya çaba sarf etti. Savaş sonrasında Hz. Peygamber, Ümmü Eymen ve beraberindeki kadınlara ganimetten bazı hediyeler verdi ve onların hatırı sayılır hizmetlerini karşılıksız bırakmadı.
Ümmü Eymen Huneyn Savaşı’nda oğlu Eymen’i, Mûte Savaşı’nda da kocası Zeyd b. Hârise’yi şehit verdi. Allah Resûlü hem şehit annesi hem de şehit eşi olan dadısını ziyaret etmeyi vefatına kadar hiç ihmal etmedi. Ona baktıkça “Ehl-i beytimden geriye bu kaldı.” (İbn Hacer, el-İsâbe, VIII, 359) derdi. Resûlullah’ın dadısına olan sevgi ve hürmetini bilen Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer de vefatından sonra aynı şekilde Ümmü Eymen’i ziyaret ederlerdi. Yanına gittikleri bir defasında Ümmü Eymen ağlamaya başladı. “Niye ağlıyorsun? Allah katındakiler Resûlullah (s.a.v.) için daha hayırlıdır.” dediler. Doğduğu günden vefatına kadar hizmetinde bulunduğu, acı tatlı her anına şahit olduğu ve anne şefkatiyle sevdiği Hz. Peygamber’den ayrı kalmak Ümmü Eymen’i çok üzmüştü. Peygamber’in yokluğuna alışmak kolay değildi lakin daha da zor olanı artık vahyin gelmeyecek olmasıydı. Bu hissiyatla Ümmü Eymen şöyle dedi: “Ben Allah’ın katındakilerin Resûlü (s.a.v.) için daha hayırlı olduğunu bilmediğimden ağlamıyorum. Asıl gökten inen vahyin kesilmiş olmasına ağlıyorum.” Aldıkları cevap Hz. Ebû Bekir’i ve Hz. Ömer’i de duygulandırdı ve onlar da ağlamaya başladılar. (Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 103)
Bir zamanlar Abdülmuttalib’in cariyesi diye anılan Ümmü Eymen, Rahmet Elçisi’nin diliyle “annem” diye taltif edilerek cennetle müjdelenmiş saliha hanımlardan olma şerefine ermişti. Bir hizmetkâr için tarif edilemeyecek bir mutluluk olmalıydı bu. Resûlullah’a duyduğu muhabbeti, vefası, fedakârlığı ve dirayeti sayesinde asr-ı saadetin örnek simalarından biri olan Ümmü Eymen, Hz. Osman’ın halifeliği zamanında 645 yılında Medine’de vefat etti ve Bakî’ Mezarlığı’na defnedildi.
Kaynak :
Sahabe Hatiralari (Diyanet Yayinlari)
Hale ŞAHİN