09-01-2023, 12:00 AM
Şikâyetini Allah’a Duyuran Kadın:
Havle bint Sa’lebe (r.a.)
Medineli hanım sahabilerden Havle bint Sa’lebe, kendisi gibi Hazrec kabilesine mensup olan Ubâde b. Sâmit’in kardeşi Evs b. Sâmit ile evliydi. Evs Bedir, Uhud, Hendek gibi birçok savaşta Hz. Peygamber’le birlikte müşriklere karşı mücadele vermişti. Ardında bıraktığı uzun yıllar Evs’i yormuş, iyice yaşlandırmıştı. Artık huysuz ve geçimsiz bir ihtiyardı. Olur olmaz her sebepten tartışma çıkarıyordu. Bir sebeple hanımı Havle’ye kızdığı günlerden biriydi. Öfkesine öyle yenik düşmüştü ki Havle’ye “Sen bana annemin sırtı gibisin!” diyerek bir telaşla evinden çıkıp gitti. Çok geçmeden sakinleşen ve öfkeyle hanımına söylediklerinden pişman olan Evs, geri döndü. Havle’yle yeniden bir araya gelmek istiyordu ama evliliklerinin geçerliliği şüpheliydi artık. Çünkü cahiliyeden kalma çirkin bir âdet olan “zıhar”la hanımını kendisine haram kılmıştı.
Zıhar yani hanımını annesi gibi dinen evlenmesi mümkün olmayan bir kadına benzetmek, cahiliye Araplarının boşamak istedikleri hanımlarına reva gördükleri onur kırıcı bir cezaydı. Müslüman toplumunda ilk kez karşılaşılan bu kötü muamele Havle’yi oldukça incitmişti. Allah ve Resûlü haklarında bir hüküm vermedikçe kocası Evs’le evliliğini sürdüremeyeceğine karar verdi. Çok geçmeden Resûlullah’a gitti ve olanları anlattı. Evs’in uğruna gençliğini feda etmiş, onun çocuklarını dünyaya getirmişti. Kendisinin de yaşlılığa adım adım yaklaştığı böyle bir zamanda kocasının yaptığı çok ağırına gitmişti. Hz. Peygamber Havle’ye “Amcanın oğlu (Evs) artık çok yaşlı bir adam. Onun hakkında Allah’tan sakın!” dediyse de ayrılmaları gerektiğinden farklı bir hüküm veremiyordu.
Havle bint Sa’lebe kabullenemiyordu olanları. Onca yıl sonra bir başına çocuklarına nasıl bakacaktı? Çocukları kendi alsa aç kalacaklar, babaları alsa perişan olacaklardı. Yüce Allah hakkında bir hüküm bildirinceye kadar yalvarmaktan vazgeçmedi. “Allah’ım şikâyetimi sana arz ediyorum. Peygamberinin dilinden bana hüküm (bildiren bir vahiy) indir.” diye dua etti. Havle’nin mücadelesine şahit olan Hz. Âişe ve Resûlullah’ın diğer ev halkı ağlamaya başladılar. Yedi kat göğün ötesinden derdinin dermanı olacak bir hüküm gönderilmesini bekliyordu ısrarla Havle. Sonunda Rabbi onun mücadelesini örnek gösterdiği bir sûreyle karşılık verdi azimli bekleyişine: “Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikâyette bulunan kadının sözünü işitmiştir. Allah, sizin sürdürdüğünüz konuşmayı (zaten) işitmekteydi. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (Mücâdele, 58/1)
Sûrenin devamındaki ayetlerde zıhar yapan erkeğin hanımına karşı çok çirkin ve asılsız bir söz söylediği ve ancak kefaretle yeniden bir araya gelebilecekleri bildiriliyordu. Hz. Peygamber Havle dönmek istediği takdirde Evs’in bir köle azat etmesi gerektiğini söyledi. Ancak onun azat edecek bir kölesi yoktu. O takdirde Resûlullah peş peşe iki ay oruç tutması gerektiğini bildirdi. Lakin Evs o kadar yaşlanmıştı ki oruç tutmaya gücü yetmezdi. Öyleyse altmış fakiri doyurması gerekiyordu. Ancak Evs fakir bir adamdı, onu bile karşılayabilecek durumu yoktu. Bunun üzerine Hz. Peygamber Havle’ye kocası adına fakirlere dağıtması için bir sepet hurma vereceğini söyledi. Sıkıntısının çözümsüz olmadığını gören Havle çok sevindi. Ferahlamıştı artık. Bir sepet hurmayı da kendisinin vereceğini söyledi. Her şeye rağmen Havle’nin kocasına destek olması Allah Resûlü’nü oldukça memnun etti. Havle’ye “İsabetli davrandın, iyi yaptın.” diyerek bundan sonra da kocasının iyiliğini istemesi tavsiyesinde bulundu. (İbn Hanbel, VI, 410)
Haklı mücadelesinden vazgeçmeyerek şikâyetini Rabbine duyuran ve zıhar gibi cahiliyeden kalma çirkin bir muameleyle kadınlara yapılan haksızlığın Allah katında karşılıksız bırakılmayacağının canlı örneğini teşkil eden Havle bint Sa’lebe yaşlılığında da saygı gösterilen bir hanım oldu. Hz. Ömer onunla her karşılaştığında konuşmaya özen gösterirdi. Halifeliği zamanında bir gün yanında bazı kimseler olmasına rağmen Havle’yle konuşmaya dalmıştı. İçlerinden biri bu yaşlı kadın yüzünden Hz. Ömer’in insanları ihmal etmesine anlam veremedi. Bunun üzerine Hz. Ömer “O kadının kim olduğunu biliyor musun? O, yedi kat gökler ötesinden şikâyetini Allah’a duyuran kadındır.” dedi ve kendisiyle akşama kadar konuşacak olsa bile namaz dışında hiçbir şey için onun yanından ayrılmayacağını ifade etti. (İbn Hacer, el-İsâbe, VIII, 115)
Kaynak :
Sahabe Hatiralari (Diyanet Yayinlari)
Hale ŞAHİN