Rasit Board

Full Version: istiaze (Euzu) ve Besmele Zikiri (Kar©glanin 25 Mart 2017 Vaazi)
You're currently viewing a stripped down version of our content. View the full version with proper formatting.

istiaze ve Besmele Zikiri

(Kar©glanin 25 Mart 2017 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

فَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

Fe izâ kara’tel kur’âne festeız billâhi mineş şeytânir racîm.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Kur’an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah’a sığının. (NAHL Suresi 98. ayet)

Sadakallahul Aziym NAHL Suresi 98. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَإِمَّا يَنزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللّهِ إِنَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Ve immâ yenzeganneke mineş şeytâni nezgun festeiz billâh, innehu semîun alîm

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Eğer şeytandan bir kışkırtma seni dürterse, sana bir dürtü gelirse, hemen Allah’a sığın. Muhakkak ki O; işitendir, bilendir.

Sadakallahul Aziym A'RÂF Suresi 200. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَسْأَلُونَكَ مَاذَا أُحِلَّ لَهُمْ قُلْ أُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُ وَمَا عَلَّمْتُم مِّنَ الْجَوَارِحِ مُكَلِّبِينَ تُعَلِّمُونَهُنَّ مِمَّا عَلَّمَكُمُ اللّهُ فَكُلُواْ مِمَّا أَمْسَكْنَ عَلَيْكُمْ وَاذْكُرُواْ اسْمَ اللّهِ عَلَيْهِ وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ

Yes’elûneke mâzâ uhılle lehum kul uhılle lekumut (:::)âtu ve mâ allemtum minel cevârihi mukellibîne tuallimûnehunne mimmâ allemekumullâhu fe kulû mimmâ emsekne aleykum vezkurûsmallâhi aleyhi vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe serîul hısâb.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Kendileri için nelerin helâl kılındığını sana soruyorlar; de ki: Bütün iyi ve temiz şeyler size helâl kılınmıştır. Allah'ın size öğrettiğinden öğretip avcı hale getirdiğiniz hayvanların sizin için yakaladıklarından da yeyin ve üzerine Allah'ın adını anın ( besmele çekin). Allah'tan korkun. Allah'ın hesabı pek çabuktur.

Sadakallahul Aziym MAİDE Suresi 4. ayet


---oOo---

Hz. Aişe h( r.a) anlatıyor:

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Sizden kim bir şey yerse "Bismillah ( Allah'ın adıyla)" desin. Bidayette söylemeyi unutmuşsa, sonunda şöyle söylesin: "Bismillahi fi evvelihi ve âhirihi ( başında da sonunda da Bismillah)."

( Hadis-i Şerif  3842)

Hz. Aişe ( r.a) anlatıyor:

"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm ( bir defasında) Ashabından altı kişiyle beraber yemek yiyordu. Bir bedevi gelerek ( hazır) yemeği iki lokmada ye( yip bitir)di. Resulullah aleyhissalâtu vesselâm: "Eğer bu ( müsafir) "Bismillah" deseydi, ( yemek) hepinize yeterdi. Öyleyse biriniz yemek yediği vakit "Bismillah" desin: Yemeğin başında "Bismillah" demeyi unutacak olursa, ( hatırlayınca) "Bismillahi fi evvelihi ve âhirihi ( başında da sonunda da bismillah)" desin!" buyurdular."

( Hadis-i Şerif  6922)


"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Ey Salik Ey sofi bizi sevmek öyledirki , bak gülüm kizma bak fenerbaheceyi herkes sever, fenerbahceyi
yanliz ben sevcen benim olcak olmaz gülüm,
yine hayvan seven ve kedi seven birisi bütün kedileeri sever, cicek seven bütün cicekleri gülleri sever degilmi? beni öyle say bir bahcevan gibi, her cicegini ayiri ayri sevip sulayan bir bahcevan, yada ali nin ciftligi ve ali baba diye düşün, her hayvanini ayri ayri seven, onun yemini, berikinin suyunu verip, berikininde bizagisini koruyup sevip gözeten, gülüm anla beni, kirilma irilma sevmeye devam gülüm,
Güzelim her vardigimda beni geri itiyon diyorsan eger, neden acaba demek yokmu? miknatsin ayni yüzüyüz ondan gülüm, ayni yüzleer biribini iter gülüm, yapiştirmaz birbirine, ne kadar yaklaşirsan, o kadar ileeri atar bu kader bizi ......

insana, nefes al ver, veya nefes hakkinda, burun hakkinda, agiz hakkinda, oksijen hakinda konuşmayinca, nefesi aldigini verdigni bile hic bilmez, her an hem almakda hem vermekdeyken, sen saysan, kac defa alip kac defa veriyor diye, onu saymazsin bile, amma işde heyacanlaninca ve işde ona nefes almasi hatirlatilinca o birden hizli  hizli nefes almaya başlar, cünkü farkindalik yani. hani namazda unuttun allahi kitabi ve, tarla takka derdine düşdün ve  birden bir uyandin namazdayim diye amma, hangi rekatta oldgunu unuttun, yani farkindalik, ve zaman yolculugu, sadece farkindalik teorisi ile cözülebilir.

Mesela göz sola bakarken, bak sagindayin yada ardindayin demeden merhaba ahmet desen, o bir bakacak amma sagmdamisin soldami bilemez, her tarafini bir kolacan etmeye calişir, ahmet nerde diye, yani egeer arkasindaysan her tarafa baksada seni göremez, sonra ona döner, eger gercekden hangi ahmet diye merak ederse, döner birde ardina bakar, ve orda bulur
yani zamanda yolculukda  gidecigin  yer, senin bulundugun yerin ardindami, önündnemi nasil bileceksin? önce bunu keşfet.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَمَنْ نُعَمِّرْهُ نُنَكِّسْهُ فِي الْخَلْقِ أَفَلَا يَعْقِلُونَ  وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنبَغِي لَهُ إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ وَقُرْآنٌ مُّبِينٌ 

Ve men nuammirhu nunekkishu fîl halk(halkı), e fe lâ ya’kılûn. Ve mâ allemnâhuş şi’re ve mâ yenbagî lehu, in huve illâ zikrun ve kur’ânun mubîn

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve Biz bazi kimseler için, dilerse ömrünü uzatir veya kisaltabiliriz, bunu nasil yaptigimizi haala akli edip düşünmeyecekmisiniz. Ve Biz, O’na  şiir öğretmedik. Ve (bu), O’na yakışmaz. O , sadece zikir ve apaçık Kur’ân’dır.

Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 68 ve  69. ayet

Bir insani büyütmek için onun sadece bir yerine bakmak yeter, yine bir insani kücültmek icinde yine bir yerine bakmak yeter.
peki nasil deyince mesela, insan kocaman bir varlik olunca, onun gözü veya gözünü koruyan kirpigi cok kücük, amma  yaptigi göreve ve onun vücutta hereket ettirilişi ve, bir cöp göze dogru gelirken, aninda reaksioyn gösterip gözü koruyuşu düşünülünce, o kadar koplex ve büyük bir sistemki, onun bu hareketini saglayacak kadar hizli reaksiyon verecek hareketinin saglandigi enerjinin, taa ekilip bicilmesinden, o kirpigin bulunduigu yere kadar taşinmasi, ve o anda alinip, öyle bir güc ile gözü bütün gayreti ile korumasi  için, bu sistemi yaratan mühendis, ne büyük mühendis dedirtir. Halbuki bu semaya kafamizi kaldirdigimizda gördügümüz koca koca güneşler ve gezegenlerinde, ayni koplex sistem ile hareket ettigini farkedince, bu kirpigin cürmünün cok kücük oldugu gözükür, koca koca gezegen ve yildizlari, biribirine carpmadan hareket ettirmekmi zor, yoksa kirpgi hareket ettirmekmi denince, yine işin icinden cikamayiz, ve o zaman, senin kücük gördügün bir sistem, bir böcek hatta bir cöp bile, bu alemde savrulmuş vaziyette hereket etmez, hepsi komplex bir sistematik icinde, ve bilincli bir bilenin kontrolunde hareket etmekdedir. öyle olunca işde senin gözün binler parcdan meydana geliyor, ve o sendeki bir gözün olmasi için gereken meteryaller, belki dünyanin dört bir yanina dagilmiş vaziyetteyken, onlari toplayip haşreden bir zat var ki, o Allah isimini vermiş kendisine, ve o buyuruyorki : hepimizin ona muhatac oldugunu, ve fakat onun ise hicbirimize muhtac olmadigini, ve ehad ve samed oldugunu bildiriyor ihlas suresinde. ve bu sifatlarinida bazi yarattiklari üzerinde cüzi bir miktarda tezahür ettirirki, bizler bunun manasini anlayabilelim diye. ve ehad ismi ise,  ehad yeklik ve birlik demekdir, ve ehad ismini avrupdaki çam agaclari gösterip işaret ederler, ve kiş gelince bütün agaclar yaprak döküp uykuya varirken, sararip solarken bir nevi ölürken

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ

lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm.

O’nu ne bir uyuklama ve ne de bir uyku hali tutmaz. (BAKARA Suresi 255. ayetten pasaj)

onu uyku tutmaz buyrulan ayet ile yine ehad ismi telli ederki yani, herkes ölürken o diri kalan yek kalan tek kalan yeşil kalan,

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

اللّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ

Allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm.

Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur (Sadece O vardır). Hayy’dır Kayyum’dur devam li diri kalandir.  (BAKARA Suresi 255. ayetten pasaj)


gibi bir mana yine, ve bu çam agaclarinda rabbimizin ehad  yani yekler birler ve uyumuyan ve ölmeyen isimlerinin tecelli göstermeside, sadece bizim bu isimlerinin nasil bir keyfiyette oldugunu anlamamiz icindir, yoksa Allah, o çamlar kesilince ölmez, onlar uyutulunca uyumaz, yani onlar sadece, bir mühendise bir problemi anlatirken ögretirken, problemin cözümünün tahtada anlatilmak için, izah için yazilip kaleme alinip cözülmesi ile, ögrenciye ögretilmesi gibi, sadece beispiele icindir yani, Allahin o isminin asli tecellisini Allah bilir,  ve kudretini ve gücünü yine Allah bilir yani.   

-------------
Raşid Teorisi - Raşid Yasasi - Raşid Kanunu

Dünya Sagdan sola dönüp  23° egik degil,  aynen 1 Hareketi Tesbihdeki her bir dane gibi  yukardan aşagi veya aşagidan yukari gibi, ve  ikinci harketi yine tesbihin ipde dizili oldugu gibi kendi etrafinda dönüşüde yine tesbihin ipdeki dönebilme hareketi gibi döner. 3. harket kutuplarda yaz kiş yani tesbihi iki elimizle tutarak cekmek, Bu teorimi inşallah en yakin bir zamanda cizimlerle ve anlatimla almancaya cevirip ismime patentini alacagim, amma burdanda ilan ediyon, bu teoriyi ilk ortaya atan benin, ve newton kanunu gibi, isminide "Raşid Teorisi - Raşid Yasasi - Raşid Kanunu" koydum. bugün 25 Mart 2017 bu teori ilk defa aklima ve fikrime iki hafta önce geldi. ve dünya aynen tesbih danesinin tesbih ipindeki dönme hareketini yaptigi ve yukardan aşagi hareket ettigi için biz güneşi önce doguda ufukda sonra tepede yani dünya yukari aşagi hareketi ile güneşin altina gelince güneş tepemize geldi saniriz,yani tebih danesi tesbihin altina geldi veya dünya güneşin altina geldi,yani tesbihin ipdeki dönmesi ile sagdan sola degil yatay dönüş,kendi etrafindaki dönüşü böyle yatay halde, sagdan sola degil yani, yine yaz ve kiş kutupalara gelmesi ise, yine tesbihi iki elimizle tutunca ortada güneş ve tesbih danesinin bir tanesi sag elimizde iken danenin sag tarafi karanlik ve kiş taraf olur, ayni tesbihin sol tarafi ise aydinlik ve yaz olur, ve ayni tesbihi ceke ceke sol elimize kadar varinca, sol elimizde ise bu sefer diger kutuba gecer karanlik ve kiş yine aydinlik ve yaz diger tarafa gecer yani, inşallah en kisa zamanda cizimleri yapican ve burdanda yayimliyacan. Basit cizimim ile anlatim aşagidaki iki tane sikizede görünüyor.


-------------------------

kutuplkar yukarda degil sag ve solda zaten o mümkin degil miknatis masaya konunca sag ve solda eksi arti ve
sen onu dikeymi koyacanki arti eksi yukari aşagi olsun degilmi, magnetizma bunu  bu teorimizi acikliyor zaten, kutuplar sagda ve solda neden sag ve sol diye birşey var sanirsin, işde kutuplar lan, sagve solda sag arti sol eksi düşünsene "Hamza" magnetizme arkadaşim, kafada arti eksi yokki, orda ters düz etkisi var dersekde degil, ters düz etkisi arka ve ön orda var, yukari aşagi, kafa ve ayak .

Hitler kutupda yaşancak yer buldu hikayesi uydurma yani atlantis hikayesi . Kafana yukardan giren birşey varmi, düşün ,  kafanin üstü acikimi, acik yeri varmi?
delik varmi kafada, kafa ve kafalar hep ayni, kafasi delik birini veya bir hayvani gördünmü? ancak sen delersen falan filan, delik nerde agzinda burnunda, kulakda delik var, mescidi aksa yani agiz olabilirmi, gözler neresi, dünyanin gözü neresi peki.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَن تَنفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانفُذُوا لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَانٍ فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ


Yâ ma'şeral cinni vel insi inisteta'tum en tenfuzû min aktâris semâvâti vel ardı fenfuzû, lâ tenfuzûne illâ bi sultân.

Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çerçevesinden çıkıp gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin. Yani sizin için cizilmis sinir olan kainatin disina cikmaya gücünüz yetmez, Ancak büyük bir güçle çıkıp gidebilirsiniz.

Rahman Suresi 33 . ayet



Burdaki tenfuzu yu serat kardeş füze diye yorumluyor, füze desen olmaz, ufolar füze degil, füze dikey giden bir arac sag sol yapamaz, dik cikan bir arac, ve her şey döndügü için dikey giden bir nesne uzayi yakalayamaz, iki boyutlu olur cigerim, Hamza senin dedigin gibi yani iki boyutta kalir, bir cizgide kalir,
yani üc boyut, ufo gibi olmali degilmi, yani sag sola amma cok hizli füze, dikey sadece  düz cizgi, bundan cikmak lazim önce, ufo gibi birşey icad etmek lazim,
yaşayaan canlilarin bazisi batinidir, yani batini  dmek icindekiiler gibi, kalsiyum oksijende oldugu gibi, debelenen hareket eden amma sen onlari göremezsin hareketini göremszin  amma onlar heketlidir.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَإِذَا وَقَعَ الْقَوْلُ عَلَيْهِمْ أَخْرَجْنَا لَهُمْ دَابَّةً مِّنَ الْأَرْضِ تُكَلِّمُهُمْ أَنَّ النَّاسَ كَانُوا بِآيَاتِنَا لَا يُوقِنُونَ

Ve izâ vakaal kavlu aleyhim ahracnâ lehum dâbbeten minel ardı tukellimuhum ennen nâse kânû bi âyâtinâ lâ yûkınûn.
Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

(Kıyametin kopacağına dair) o söz başlarına gelince, onlar için yerden kendilerine bir dâbbe (canlı bir yaratık) çıkarırız. O, onlara insanlara anlamini bilmedikleri âyetlerimizi aciklar anlatir  söyler.

Sadakallahul Aziym NEML Suresi 82. ayet

dabbe debelenen hareket eden demek birde ses cikaran yani dab daba yani konuşan, hareket eden ve konuşabilen,

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَلِلّهِ يَسْجُدُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَظِلالُهُم بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ

Ve lillâhi yescudu men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve zilâluhum bil guduvvi vel âsâli

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah’a boyun eğer, sadece Allah’a secde ederler.

Sadakallahul Aziym RA'D Suresi 15. ayet

Her birimizin  bir yildizi yani yildizimiz var dedigim meselyi aciklayan ayet ve onlarin gölgeleri ayeti ile biz ve semadaki yildizimizi temsil eder, gercek bizler isek bizim gölgemiz semadaki yildizimiz, yahut gercek olan o yildiz ise, biz yerdeki gölgeleriyiz ZILLIYiZ.
yani yildiz ve yerde gzen yildiz ayeti gölgesi burda veya tam tersi amm diyorumya tümünün disinda bir yer evet küpler fonksionu yani
kutup yildizi bir radyasyon sistemi yani cinlerin maddesi ve, en yakin cin, kutup yildizindaki sistem, onlar yani cin taifesi en yakinimiza kutuplara kadar yaklaşabilirler, onlarla bizim aramizda magnetizma var, onlari iter, onlarda bizi iter, yani bedeni aslileri o kadar uzakda, bize ancak frekans ile baglanti kuruyorlar, ne ile "vesves" ile azizim, yanina gelen adam "vesves" mi yapar elini kuluna vurar dokunur konuşur veya döver sever degilmi, oysaki onlar ancak vesves yapabiliyorlar.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَإِن مِّنكُمْ إِلَّا وَارِدُهَا كَانَ عَلَى رَبِّكَ حَتْمًا مَّقْضِيًّا

Ve in minkum illâ vâriduhâ, kâne alâ rabbike hatmen makdıyyâ.

Meali :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

(Ey insanlar!) Sizden cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Rabbin için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir.

Sadakallahul Aziym MERYEM Suresi 71. ayet


Cehennemi alipda cennete yol etmek budur güzelim, senin günah sandiklarini sevaba cevirebilmekdir, senin şer sandiklarini hayira cevirebilmekdir, ilime cevirebilmekdir azizim .

---------------


....ciftlikde horuzun tavuklarin yemini suyunu verdiği nerde görülmüş, tavugunda horuzunda yeminide suyunuda sahipleri verir, amma horozluk görevi horuzun,
tavuklukda tavugundur, ... sen kime hüküm biciyon...... senin rizkinida benimikinide veren Allah dir, sahibimizdir, yoksa, kimse kimsenin rizikini kesemezde, veremezde, ancak Allah bazi kullarinin rizkinin bazisini bazksina sebeb kilmişdir işde verirken onun eli verir, ancak veren yine Allah dir.

velekad yesernal kurane .......

bu ayetteki mana kuran basitleştrildi demek, yani komplex olmakdan ziyade basite indirgendiki anlayabilesiniz diye, yoksa her okuyanin anlayacagi demek degil bu, cünkü doktorun yazdigi receteden eczaci anlar, sen ben ne anlariz degilmi, eczacinin anldigini, yine mühendis ne anlasin, oda okumuş ögrenmiş, eczacida, amma işde onun bildigi farkli, öbürününküde, öyle olunca, kuran sadece doktorlara inmedi, hem mühendise, hem ciftciye hem astranota hemde..... yani öyle olunca astranot için yazilani köydeki tavuk besleyen köylü mehmet amca ne anlar, onun dili farkli, ona anlatilan farkli, dilide, o kendi için olani alcak uygulayacak, mühendisde kendi için olani, dokdor da dokor için olani, yani sadece o ayet kuran basite indirgendi demekle bunu köylü ciftci mehmet amca okuyunca hepsini mesela astanot ilmi yazan ayetli okuyuncada anlayivercek demek degil, dangil trottel, o gruba özel basitleştirildi demek bu yani. herkes zaten anliyor olsaydi müslüman olmayan kimse kalmazdi ki zaten inanmayan kalmazdiki o zaman.

-------------------

paralel evrenler konumuzun devamina şöyle yaziyoruz :  muhammed mehdi zamanina cikinca, ona mehdi vakti bir cennet gibi göründü, o nun zamininda kagidi bile yok ayetleri unutmamak için yazabilcek, evinde tuvaleti yok, dişari cikmak zorunda, tuvlet için. yine evinde sicak suyu yok, hatta  bir yorgani yok, bizler cennetdeyiz ona göre onun zamanina göre, ve hani hiristiyanlar cennet için "himmel" derler himmel demek gök ve sema demek, biz de cennet için yukari alindi ruhu deriz. Halbuki yukarisi bir ileri zamanin bulundugu paralel bir evren tesbihin danesinin bir ileriye vardigi yerdeki ayni tesbih danesi,veya biz burdayken diger tesbih danesi bir ilerde başka noktada tesbihi cekdikce az sonra o da bizim gecdigimiz yere gelecek gececek, bizim bulundugumuz zaman dilimi fatih zamanina göre yine cennet demek, yine bizler uzanaip herşeyi aliyoz, amma cennet bizler için ise, bizden seneler sonra himmel ve sema yine gelecek yani, bizim için cennet bu sefer de bizlerde daha bazi nimetlere kavuşmadik, daha nice nimetler var, yani paralel evrenler, bizim evrenimizin bir üst modelleri, bir üst zaman boyutu yani himmel ve gelecek yani HEAVEN - CENNET.
---
Galatasaray ve fenerbahcenin, bir evde biri, fenerli biri cimbomlu olunca : acilimi kirimizi sariya aşik, amma sarida maviye aşik demek gülüm, beni seven benim takimdan olmaliki, ben SARI isem ve kirimizi seviyorsam, oda sariyi beni sevecek, ben KIRIMIZI ve sari seviyorsam oda kirmiziiyi sevecek, amma ben cimbomlu o fenerli olunca, ben KIRMIZIYIN ve  sariyi seviyon ama, oda fenerli  ve SARI olunca, oda maviyi seviyor demek olur gülüm. maviyi sevipde birde kirmizi ile olmuyor işde iki kocali iki karili oluyor oziman.

Kader meslesinde ve yaratma hususunda caner hoca darvinin görüşlerini alan bir adama atfen, satranc modelini öne sürüyor, ve diyorki, satranci icad eden kimse, karşidaki ile oynarken onun pullarini almak için, isterse kurallara bagli olmadan, pullari alir, veya onlari yikar tiske ile tepipde, yada oynayarakdan kazanirda alir, hangisi daha güzel diyor, insanin akilna hemen gelen tabiki oynayarak ve kurllar dahilinde kalarak dah güzel dedirtiyor. burada yani tabancanin agzina mermiyi sürersin, artik ne geri gidebilir, ne ileri, patlatinca, agzindan cikmak için ileri gitmek kalir ona, öyle olunca caner hoca bu satranc örengi ile söylemek istedigini bize söyletiyor, yani diyor Allah kendi koydugu kurallar cercevesinde, bu kainati oluşum sürecinde yaratmişdir diyor, ve fakat bunu bize söyletiyor yani : Peki
amma senin dedigin örnekde mesala bu satranci  yapan icad eden o amca, mesala şimdi benimle sen bir satranc maci yapacak olsak, bizim bu oyunu nasil kazancagimizi, hangi strateji ve oyunlarla benim seni, veya senin beni yenecegini hesabni katmadi, o bir kural koydu, ve kurallar icinde bu oyun oynanacak ve sonunda biri kazanacak diye birde sonuc var, amma Allahin yaratmasinda öyle degildir.
Allah yaratir, ve her kul için binler secenek  var, onun hangi kapiyi acinca hangileri olcagida var, ve bende bu binlerce olasiklar kapisindan, bir kapiyi cüzi irademle kendim acmama ragmen, yinede yazilmiş bir seneryoyu oynarim, sonuca "innema emruhu iza erada" ile  o irada ettigi için, biz bir olayi yaşariz, yoksa eger benim ne yapacagimdan haberdar degilse, o zaman bana müdahele edemez, ve öyle olunca, ben hile ile bütün oyunculari yenerin, bunun ile sahtekarlik yaparin para kazanirin, herkesi üterin, ve hatta bunu o hale getiririn ki devlet staretejisi yaparin, devletleri savaşa sokarin, yine hep ben kazanirin, falan filan peki ben bunlari yaparken Allahin rolu nerede,  onun rolu kurallar icinde kalacak diye bir defa kural koydu, ondan sonra gerisi nerede peki?
Allah sayilari yaratmiş sayilara aritmetik sistemi koymuş, ve bütün aritmetikde bu kurallar icinde, amma aritmatik mühendislikde kullanilirsa, bu sayilardan bir köprü veya bir bina olur, yine bilgisayar mühendisi kullanirsa, biligisayar ve progam olur, yine gemi mühendisi kullanirsa, o sayilardan bir gemi olur
yani geminin uzunlugu falan metre veya cantimetre, kuyurugu filan, bilmem kuyrugundaki vidasi bilmem filan capinda, ve kuranda da bir aritmetik ve metrixxel sistem varidir, ve buna ebced denilir, ve fakat bu ebced, sabit olsaydi, o zaman o senin dedigin gibi kurallar cercevesinde olurdu herşey satranc misali gibi, oysa o zaman bizer yeni birşey konuşamazdik, herkes tiplere bölünürdü, hani matrix filimnde varya, o rakamlar ekrandan akarken diyorki, ben bunlara sarişinlar esmerler diyorum diyorya, tiper ayni olur, kaderlerde ayni olurdu, halbuki kaderler farkli, sözler farkli, belki bir ara ayni sözü söyliyenler olacakdir amma,
alamancada "mus" der "muz" okunur sen sanirsin bu muz istiyor, halbuki muz demek alamanca mecbursun veya mecburun demekdir
yani sözler ayni da olsa, farkli manalar vardir, öyle olunca, ayni sözü söyliyenler bile farkli söylerken
herkese bu kadar kader yazmak, ve her an bunlari gözetlemek, ve onlara müdahele etmek o kadar zor görünüyor, amma misal : ben göle bir taş atinca, göldeki baliklar etrafa kacdilar, sonra ördekler uctular, ordaki kurbaga korkdu göle atladi, sonra geyik su icmeye gelmişdi ki ürkdü kacdi, yine taşda gölde dalga oldu, dibe hava kabaricklari cikararak dibe indi, yani  bir tane attigim taş binler sonuca sebeb oldu, hepsini ayri ayri etkiledi, hepside ayri etkilendi ve ben bunlarin heopsini bir anda görebilirin, amma bunu yapan benim elim kolum, ve bir cakil taşi sonucu, bu benim için zor bişeymiydi, göl bir cakil taşi atmak bu kadar bana zormuydu, hayir cok kolaydi benim için, işde Allah da bütün kainati ayni ani sevkedip idare ve irade etmekdedir, idare etmesi bu kadar kolay, ve hepsi ayri sebeb ve sonuclar ortaya koymasina ayri tarafa dogru hareket etmesine ragmen yinede kolaydir.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Men lâ yerham vela yurham." "Merhamet etmeyene merhamet edilmez."

( Hadis-i Şerif )

"ey rab kozumu cekince araya girenler var sen hayrlisini biliyondir ben dahi bilmiyon sonuc ne olur,
mor koyun ve mor bulutlar lut askerleri kara lahaana...............Hande HANDEReLLEZ HIDRELLEZ elllez ilyas burc dogum tarihi yani bahar dogumlu, kesin bir zaman veremen amma dogum bahar gösteriyor. bu konu kişiye özel bir cevap herkesi ilgilendirmez"

Raşidi Tariqatında "Euzu Besmele" Zikrinin Sebebi ve Hikmetleri Nelerdir?

"Allah âdın zikredelim evvelâ
Vâcib oldur cümle işde her kulâ
Allah âdın her kim ol evvel anâ
Her işi âsân ider Allah anâ
Allah âdı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya ânın sonu
Her nefesde Allah âdın di müdâm
Allah âdıyle olur her iş tamâm
Bir kez Allah dese aşk ile lisân
Dökülür cümle günah misl-i hazân
İsm-i pâkin pâk olur zikr eyleyen
Her murâda erişür Allah diyen
Aşk ile gel imdi Allah diyelim
Dert ile göz yaş ile âh îdelim
Ola kim rahmet kıla ol pâdişah
Ol kerîm-ü ol rahîm-ü ol ilâh
Birdir ol, birliğine şek yokdürür"

(Mevlidi Şerif den Pasaj Müellifi Merhum Süleyman Çelebi)

Raşidi Tariqatında, "Euzu Besmele" Zikiri 5. sinifdan 10. Sinif sofilere kadar günde 100 defa zikredilir, 10. sinifdan sonra zikirilerimizi ezberleyen sofiler, artik mevsim zikri cekmeye hak kazanan sofiler, günde 200 defa "Euzu Besmele" Zikiri cekerleer, yani süleyman celebinin mevlidinde dedigi gibi, eger bir işe besmele ile başlanirsa, o işin sonu aasan ve hasen son bulur , güzel son bulur, eger besmele ile başlanmazsa, o işin sonu kesik, yani ebter olur, 

o yüzden işde bizim tarikimize giren en acemi sofimiz dahi, günde 5 - 10 ile 100 defa euzu besmele cekerki, bu demek olur ki, olurda olur insan bazi işlerinde besmele cekmeyi unutur, ve öyle olunca, yahutta adamda, kadinda, bir işe başlarken besmele cekmek ahlak halini almamişdir, ve öyle olunca, bu cekdigimiz "euzu besmele" zikirlerimiz işde, besmelesini o unuttugumuz, işlerin başina gelmesi niyeti ile okunur. ve böylce en zayif sofi, günde yüz işinde amelinde önce besmele cekmiş olur, ve 10. sinif sofiler ise, günde en az 200 işinin başinda besmele cekmiş olur velhasil kelam, niyetenizi öyle tutarak, bu "Euzu Besmele" Zikirinize Zikirimize gayret gösteriniz.

En son gözlemlerime göre 29 mart  Çarşamba Recebin 1i demek oluyor,  Salı gecesi oruca niyet edecekler sahura kalkacak yani, ve 30 Mart Perşembeyi cumaya baglayan gece Regaip kandili, Regaibiniz ve üc aylariniz hayirlara ve sevablara vesile olsun inşallah, ey mehdi askeri

"Allahümme barik lena fi recebe ve şa'bana ve belliğna ramazan".


--oOo---



أَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! ''

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--


Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 25 Mart 2017 Cumartesi

Original Kar © glan